Mimari Çevirilerde Titizlik

Mimari çevirilerde titizlik

Mimarlık bilimi bilindiği üzere eski bir bilimdir ve antik çağlardan bu yana birçok farklı ülkede birçok farklı yapının (ev, köprü, saray, baraj v.b.) inşasında kullanılmıştır.

Globalleşme her alanda olduğu gibi mimariyi de etkilemiştir. Günümüzde bir yapının inşası için birleşen şirketler diğer işlerde olduğu gibi bir çok coğrafik sınırları aştıkları için mimari çeviri bu işlerin gelişiminde önemli rol oynamaktadır.

Şirketler maliyetleri düşürmek ve rekabetçi mimari tasarımları kazanabilmek için daha az ücretle çalışan daha nitelikli mimarları dünya genelinde aramaya başlamıştır. Daha ucuz işgücünün olduğu ülkelerden getirilen çalışanlar sayesinde gider kalemlerinde ciddi düşüşler yaşanmaktadır. Ancak bu tip durumlarda projenin, mimarın kendi diline ya da daha evrensel bir dil olan İngilizceye çevrilmesi gerekliliği doğmuştur.

Mimari çeviri, konuyla ilgili bilgiyi gerektirir. Mimariyle ilgili bir yazının ya da çeşitli dizayn ve işaretlerin çevirisini içerebilir. Bundan dolayı çevirmenin kesinlikle bir mimar olması veya tercümanın bu alanda uzmanlaşmış olması gerekir. En ufak bir hatada müşteriyi zor bir durumda bırakabilir.

Mimari Çeviriler konusunda siz değerli müşterilerimize İngilizce Çeviri, Rusça, Arapça, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca başta olmak üzere birçok dilde çeviri hizmet vermekteyiz. Bu tip çevirileri yapacak olan çevirmenlerimizin alanlarında uzman ve çeviri yaptığı dile hakim olmalarına özen gösteririz. Sıfır hata gerektiren bu durumların altından kalkabilen bir çevirmen kadromuz bulunmaktadır.

Etiketler:
 

Reklam Çevirisi Üzerine Bir Deneme

Reklamlar ticaret dünyasıyla kitleler arasındaki en önemli bağlantıdır. Gelişen teknolojiyle birlikte giderek küçülen dünyamızda bir ürün sadece kaynak ülkesinde pazarlanmamakta, reklamlar aracılığıyla uluslararası ve kültürler arası niteliğe bürünmektedir. Bu niteliğiyle reklamların çevirisi veya sesleneceği kitle, kültür ve yaş grubuna göre yeniden yazılması veya uyarlanması gündeme gelmiştir. Çünkü reklamların sözcüğü sözcüğüne çevirisi, aşağıdaki koşullarda her zaman olası değildir:

1) reklamda sözcüklerle resmetme varsa

2) reklamı yapılan ürünün adının yan anlamları önemli rol oynuyorsa

3) kaynak ve erek dilin yapıları farklıysa

4) reklamda ses oyunları varsa

5) reklamda sözcük oyunları varsa. O halde reklamları bir başka dile çevirirken veya uyarlarken tüketiciyi, dili ve o kültürü iyi tanımak gerekmektedir.

Reklamların genel bir tanımını yapmak için “mal veya hizmetlerin satışını sağlamak veya artırmak için medya aracılığıyla yapılan tanıtımıdır” diyebiliriz. Reklamlar yapılan gereği teknoloji ve medyada yer alan köklü değişiklikleri, üretildikleri kültürün kültürel, sosyal ve ekonomik yapılarını, kitle bilinçlerini ve hatta tarih içindeki yerlerini belirler. Örneğin 1980`li yıllarda üretilen reklamlar hem nitelik hem de seslendiği kitle açısından 1990`lı yılların reklamlarından farklıdır. Reklamlar ticaret dünyasıyla kitleler ve kitle iletişim araçları arasındaki en önemli bağlantıdır. Bu ilişki ortak yaşam üzerine kurulmuştur, yani reklamlar olmadan ne kitle iletişim araçları ne de endüstriyel kuruluşlar hayatta kalabilirdi. Kitle iletişim araçlarını kullanarak reklamlar satışları artırır, çünkü birçok insana aynı anda daha düşük maliyetle ve hızla ulaşırlar.

Gelişen teknolojiyle birlikte günden güne küçülen dünyamızda bir ürün yalnızca kaynak ülkesinde satılmak üzere üretilmemekte, reklamlar aracılığıyla uluslararası ve kültürler arası bir niteliğe bürünmektedir. Bu niteliğiyle de reklamların çevirisi, veya sesleneceği kitle, kültür ve yaş grubuna göre yeniden yazılması, uyarlanması gündeme gelmiştir. Bu çalışmada reklamları çeviri açısından ele alacağımız için onların önce bir söylem biçimi olarak özelliklerini incelemeliyiz. Reklamları diğer söylem biçimlerinden ayıran özellikleri işlevleridir. Burada hemen metin türleri konusunda Karl Bühler ile Katherina Reiss`i hatırlamamız gerekmektedir. Bilindiği gibi Bühler “Organon Modeli” olarak anılan bölümlemesinde dilin üç ana işlevini betimleme işlevi, anlatım işlevi ve seslenme işlevi olarak tanımlamıştır . Katherina Reiss ise Bühler`in saptadığı 3 ana dilsel işlevin değişik metin türlerine karşılık geldiği görüşüyle yola çıkmış ve metin ana türleri kuramını geliştirmiştir. Bühler`in betimleyici işlevinin “içerik ağırlıklı”, anlatım işlevinin “biçim ağırlıklı” , seslenme işlevinin de “çağrı ağırlıklı” metinlerde bulunduğunu saptamıştır. Reiss daha sonra basılı metinlerin dışında kalan yollarla yayılan metinleri de “işitsel amaçlı” olarak adlandırır. Reis metin türlerini “bilgilendirici”, “anlatımcı” ve “işlemsel” metinler olarak ortaya koyar. Reiss`in işlemsel olarak adlandırdığı ana tür kapsamına reklam, propaganda, tanıtma, vaaz, seçim konuşması, vb. metinler girmektedir . Bu tür metinlerin ayırıcı özelliği alıcıyı (erek kitleyi) belli bir davranışa yöneltmek amacını taşımasıdır .Böyle metinlerin çevirisinde kaynak dilin alıcısında uyandırılmak istenen tepkinin erek kitlede de uyandırılması önemlidir. Örneğin Londra Metrosunda yer alan Clynomin adlı diş macununun reklamında Humprey Bogart macunu elinde tutarak reklamını yapmakta ve “If this gives smokers gleaming white teeth then I`m not Ingrid Bergman demektedir Aynı reklamı alıp çevirerek bizim kültürümüzde tüketiciye sunmanın ne denli etkili olacağı tartışılabilir. Bu reklamda ayrıca kuşak farkından kaynaklanan sorunlar da yaşanabilir. Bizim kültürümüzdeki genç kuşağın sinemadaki ilahı Humprey Bogarı ve Ingrid Bergman olmadığına göre burada sadece bir kültür farklılığı değil, kuşak farkı sorunu da yaşanmaktadır.

Biz bu yazıda reklamların üretildikleri kültürden başka bir kültüre aktarılırken hiçbir uyarlama yapmadan, doğrudan çevrilip çevrilemeyeceğini irdeleyeceğiz; çevrilemeyenlerin ise hangi koşullar altında çevrilemediklerini gruplar altında toplamaya çalışacağız.

Bazı reklamları direkt olarak çevirip hiçbir uyarlamaya gerek kalmadan bir başka dile ve kültüre aktararak aynı etkiyi sağlamak olasıdır. Örneğin Ericcson marka cep telefonunun ilk çıkan reklamlarında kullanılan “Dünya daha da küçülecek” sloganını İngilizce`de “The world will get smaller” diyerek aynı şeyi ifade etmiş olabiliriz.

Ancak birçok reklamı üretildiği kültürden başka bir kültüre direkt olarak sözcüğü sözcüğüne çeviri yoluyla aktarmak olası değildir. Bunun nedenlerini aşağıdaki gruplar altında toplayabiliriz:

1) Eğer bir reklamda sözcüklerle resmetme (iconicity with words) var ise: Örneğin Maxwell House adlı kahvenin yurtdışında yayınlanan bir TV reklamında iki kahve kupası ağız kısımlarından birbirine değerek, taban kısımları birbirinden ayrık, her ikisini de sağ ve soldan tutan birer el olmak üzere bir evin çatısını oluşturacak şekilde gösterilmektedir.

Bunun üzerinde ise yine bir çatının yukarıda birleşik olan iki eğimli yüzeyinin birinde “Is yours a Max?” diğer yüzeyde ise “-well House?” yazmaktadır. çatı bu şekilde sözcüklerle resmedilmiştir. “Maxwell House” burada hem kahvenin adını, hem de adında yer alan “House”un anlamı olan evi anlatmaktadır. Böylece kahve resimdeki evin niteliklerini üstlenmekte, oradaki ev gibi güvenilir, rahatlatıcı, huzur verici niteliklere bürünmekte, evin niteliklerini de almaktadır. Ancak “house”un ev olduğu bilinmediği takdirde, özel isimler de çevrilemeyeceğine göre bu reklam “Sizinki de Maxwell House mu?” diye çevrildiğinde hiç bir imge uyandırmayacak ve kaynak söylemde yansıtılmaya çalışılan evin niteliklerini de taşımayacaktır.

Ancak yabancı da olsa, başka kültürlere girip yerleşmese bile, girdiği kültüre ait birçok kişi tarafından bilinen ve o kaynak dili bilmeseler bile, anlaşılan bazı sözcükler vardır. Örneğin “love” sözcüğünün bir kalp resmiyle ifade edilişinin “sevmek” anlamına geldiğini ve i (kalp resmi) Paris deyince anlatılmak istenen şeyi İngilizce bilmeyen çoğu kişinin anlıyor olması gibi.

Bazı reklamlarda anlatılan olayı okuyucunun davranışıyla resmetme yöntemi kullanılabilir. Örneğin Phillips marka renkli televizyonun yurtdışındaki bir dergide yayınlanan reklamında reklamın içeriğinde yer alan bir tenis maçındaki topun hareketini simgelemek üzere şöyle denilmektedir.

You haven’t Seen tennis

on television Until you`ve

Seen it On

a Phillips screen

Yazının kendisi okuyucunun gözlerini bir tenis maçı seyredermişcesine oradan oraya, gidip gelen topu izleme hareketini yaptırmak üzere hareket ettirmektedir. Bunun da tenis sporunun ne olduğunu bilen bir kültüre aynı şekilde doğrudan çeviriyle aktarmak olasıdır.

Diğer bazı reklamlarda ise Latin alfabesine ait harfler kullanılarak başka bir yazı sistemi imgelenmek istenmektedir. Revlon`un X`ia X`iang adlı parfümünün logosunun yazılış şekli gibi. Bu reklamda parfümün adı ve reklamın içeriği Latin alfabesiyle, ancak Çin alfabesinde yer alan harflerin şekillerine uydurularak yazılmıştır. Böylece Çin alfabesinin neye benzediği hakkında bilgisi olan standart bir erek alıcı parfümün adının çağrıştırdığı nitelikleri uzak doğu kültürüyle bağdaştırabilir.

2)Reklamı yapılan bir ürünün adının yan anlamı (connotation) önemliyse:Örneğin bir ürünün adı o ada ait özel nitelikler çağrıştırıyorsa. Günümüzde reklamlar bir ürünü diğer bir kişi, oluşum veya etkiye bağlantılı kılarak pazarlamaktadırlar. Cook bunu kişiliksiz olan bir ürüne çekici ve arzu edilir nitelikler kazandırmayı amaçlayan bir birleştirme olarak adlandırmaktadır Günümüzde ürün pazarlamacılığına yönelik reklamlarda kullanılan başlıca yöntem budur. Bu nedenle sözcük oyunları, benzetme ve sembolleştirerek anlatma günümüz reklam piyasasında çok kullanılan araçlardır. Örneğin “Jaguar” adını iki kapılı, küçük, çekişi iyi olmayan ve iki silindirli bir otomobile vermek ne denli uygun olabilirdi? Çünkü “Jaguar” adlı hayvanın çağrıştırdığı nitelikler üstünlük, saldırganlık, şiddet, kendinden zayıf hayvanları yok etme gibi niteliklerdir. Türkiye`de de Jaguar marka otomobil tanınmaktadır. Biraz Coğrafya bilgisine ve genel kültüre sahip olan bir Türk bu otomobilin adıyla uygunluk içinde olduğunu kavrayabilir. Ancak örneğin İngiltere`de satışa sunulan “Ajax” adlı deterjanın adı Yunanlı bir savaşçının adı olduğundan dolayı o deterjana “savaşçı” nitelikleri yüklemekteyken Türkiye`de de satışa sunulan aynı ürünün adı tüketiciye hiçbir şey ifade etmemektedir. Aynı şekilde günümüzün popüler deterjanlarından biri olan Mr. Muscle`ın da İngilizce bilmeyen Türk tüketicisinde kaslı ve güçlü bir erkek imgesi yarattığı söylenemez. Kuşkusuz farklı kültürlerde aynı yan anlamları çağrıştıracak ürün adlan da vardır. Örneğin “Opium” adlı parfümün adının belirli bir bitkiden elde edilen bir uyuşturucu olduğu birçok kültürde bilinmektedir. Ancak “opium” adı oryantal esintileri de beraberinde getirmektedir.

Fidji adlı parfümün yurtdışında yayınlanan bir dergide yer alan reklamında ise çıplak boynunda oraya bir kolye gibi dolanmış bir yılan bulunan, omuzları çıplak bir kadın görülmektedir (Newsweek, Şubat 1996). Bu resmin sadece bir yılan ve bir şişe parfüm tutan çıplak bir kadın olarak algılanmaması gerekmektedir. Yılanın reklamdaki işlevi İncil`de “Genesis”le bağlantı kurarak “baştan çıkarma”yı simgelemektir (Cook 1992:106). Bu simgenin de Doğu kültürüne, yani kutsal kitabı İncil olmayan kültürlerde ne denli bir simge olacağı tartışılabilir.

Buna karşın yabancı piyasaya sürülen ürünlerin adlarının etkisi adlar değiştirilmeden de sağlanabilmektedir. Örneğin birçok Fransız ve İtalyan parfümü anlamları bilindiği oranda, kendi adlarıyla İngiliz piyasasında pazarlanmaktadır.Örneğin “Exotique” ve “Eau Savage” gibi. Böylelikle kendi özgün yan anlamlarını korudukları gibi girdikleri kültürlerde buna ek yan anlamlar da kazanabilmektedirler.

3)Kaynak ve erek dilin gramer yapıları farklı ise:Bu farklılık en çok Şahıs zamirlerinin dillerde farklı kullanımlarından kaynaklanmaktadır (Goffman 1976:10). Türkçe ve İngilizce`deki zamir kullanımlarındaki farklılık da di~er bütün söylem türlerinde olduğu gibi reklam çevirisinde de sorun yaratmaktadır. Üçüncü tekil Şahıs zamiri kadın ve erkeği ayrı ayrı belirleyecek şekilde İngilizce’de “he” ve “she” olarak, Fransızca`da da “il” ve “elle” olarak kullanılırken Türkçe`de bu ayrımın olmadığını biliyoruz. O halde İngilizce ve Fransızca`da böyle bir ayrım ve vurguya dayanan reklam Türkçe`ye çevrildiğinde mutlaka istenen etkiden uzaklaşacaktır. Örneğin Subaru marka otomobilin yabancı bir dergide çıkan reklamında şu tümce kullanılmaktadır: “The Subaru of his and hers” (Newsweek, Mart 1997). Bir ailenin fertleri olan karı ve kocanın birlikteliğini vurgulamak için “The Subaru of thern” ya da “their Subaru” demek yerine karı ve kocayı ayrı ayrı vurgulamak üzere “his” ve “hers” denmesi anlamlıdır, çünkü gramerdeki bu ayrım karı ve koca arasındaki ayrımı, kendi ayrı dünyaları olan bir karı ve kocayı vurgulamaktadır.

Benzer kullanımlarla vurgulanan ayrım yazınsal eserlerde de kullanılmaktadır. Örneğin James Joyce`un The Dead adlı eserinin sonunda birbirinden uzaklaşan~birbirine yabancılaşan bir çifti anlatırken kullanılan şu tümce okuyucuya dilsel açıdan da tematik ipuçları vermektedir: “He watched her while she slept, as though he and she had never lived together as man and wife (aktaran Cook 1992:112). Yukarda bahsettiğimiz Subaru reklamında olduğu gibi romandan alınan bu tümce de Türkçe`ye kaynak dilde taşıdığı özellikleri kaybetmeden çevrilemez.

4)Reklamda ses oyunları varsa: Cook bunu prosodi (vezin tekniği) olarak adlandırmaktadır. Prosodi seslerin belirli bir düzene göre kullanılmasıdır. Her söylem bir yere kadar bu sanatı kullanmaktadır. Prosodi kullanımının daha az belirgin olduğu söylemlerde sözcükler semantik ya da pragmatik niteliklerine göre kullanılır. Yani bir romanda sözcükler yaratacağı sessel etkilere göre değil anlamsal etkilere göre seçilirler. Ancak sessel birtakım dizilimler oluşmuş ise bu tesadüfen ortaya çıkmış olabilir (Cook 1992:120). Oysa prosodi reklam söyleminde çok kullanılan bir özelliktir ve bu söylemde sözcükler genellikle anlamlarından çok yaratacakları ritim ve kafiye için seçilmektedir. Örneğin P&O adlı bir İskoç feribot şirketinin reklamında kareler içinde şu sözcükler yer almaktadır:Lorries Gol Drills Gol Lambs Gol Caterpillars Gol Cargol P&O (aktaran Cook 1992:129). Bu reklamda hem O harflerinin sesleriyle bir paralellik sağlanmış, hem de “go” (gitmek) fiilinin tekrarıyla feribotların “gitmesi” eylemi vurgulanmıştır. Ancak açıktır ki Türkçe`de aynı sessel yapı ve anlamı bir arada sağlamak olanaksızdır.

Reklamlarda aynı seslerin tekrarına Jefkins “aliterasyon” yöntemi demektedir (1992:32). Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Örneğin “Maybelline” marka fondöten reklamında şu slogan kullanılmaktadır:

May be she`s bom with it

May be it`s Maybelline.(Newsweek , Mart 1997)

Bu satırlarda yatan ses oyununu Türkçe`ye “Belki Tanrı vergisidir, Belki de Maybelline kullanıyordur” diye çevirmek sadece anlamsal bir çeviri olup yaratılan ses oyununu yaka1ayamamaktadır.

Türkçe yazılmış birçok reklamda da aynı ses oyunlarını gözlemleyebiliriz: Teknum marka bilgisayarları öneren gazete reklamında şu tümce yer almaktadır: “PCkolojik bir öneri. İşlemci ana kartlar hangi marka? Garantisi garantili mi? Uyum sorunu var mı? Çok amaçlı mı? Ve bunun gibi sorunların psikolojinizi bozmasını istemiyorsanız!” (Chippazar Dergisi, Eylül 1997). Bu reklamda PC hem Personal Computer`in ilk harfleri olarak hem de psikoloji sözcü~ünün ilk sesleri olarak kullanılmıştır. Bunu İngilizce’ye çevirirken “a psychological offer” gibi bir şey söylemek gerekir ki bu da İngilizce`de Pi Si olarak okunan P ve C harflerinin seslerini yok etmek olacak bu da çeviriyi anlamsız kılacaktır.

Schweppes adlı içeceğin yurtdışında yapılan reklamında “schweppervescence” sloganı

kullanılmaktadır (aktaran:Roman & Maas 1992:73). Bardağa atıldığında köpüren

ve efervescence (efervesan) denilen tabletlerle çağrışım yaptırarak Schweppesin köpürme

ve ferahlatma özelliklerini vurgulayan reklamın çevirisinde de aynı ses oyununun kullanılamayacağı ortadadır. Ses oyunları sadece reklamlarda değil, bir dilin gramer kurallarına uygun olarak yerleşen espri anlayışında, klişelerinde ve tekerlemelerinde de önemli rol oynamaktadır. The Language of Jokes adlı kitabında Delia Chiaro`nun verdiği

çarpıcı örneği burada aktarmak istiyoruz:

Soru: How do you make a cat drink?

Yanıt: Easy, put it into a liquidizer ( 1992: s.65).

Vurguya bağlı olarak soruyu iki şekilde okumak olasıdır. Vurgu “cat”de ise bunun çevirisi “Kedi suyunu nasıl yaparsın? gibi bir soru olabilir. Yani o zaman “catdrink diye birleşik okumak ve bu soru tümcesini “How do you make a cocktail?” soru tümcesini okurmuş gibi okumak olasıdır. Doğal olarak o zaman da yanıtı “Kolay, sıkıcıya koy!” olacaktır.

5)Reklamda sözcük oyunları varsa: Bu söz sanatı reklamcılıkta en çok kullanılan

araç olarak karşımıza çıkmaktadır ve kuşkusuz çevirisi en zor olan, hatta çevirme olasılıklı çoğunluk1abulunmayan bir sanattır. Yazın çevirisinde de kayıpların çoğu benzetmeler

ve sözcük oyunlarından kaynaklanmaktadır.

Selpak tuvalet kağıdının son zamanlarda televizyonlarda gösterilen reklamında üç adet tuvalet kağıdı kağıtlığa asılmış durmaktadır. Bir el her üç kağıdı da tek tek çekip bir ruloda kağıdın çok az olduğunu, diler rulodaki kağıdın çok çabuk koptuğunu vurgulamaktadır. Reklamın can alıcı tümcesi “Şu dönen üç kağıda bakın”dır. Burada vurgulanmak istenen iki şey vardır: birincisi, “şu üç adet tuvalet kağıdını görüyor musunuz, hangisi daha kaliteli dikkat ediyor musunuz?” ikincisi ise “bir işte üç kalıt dönmesi”, yani hile yapılmasıdır. Böylelikle diğer kalitesiz kalıtları üreten adı belirsiz firmaların hile yaptıkları da vurgulanmaktadır. Bunun bir başka dile çevrilip aynı sözcük oyununun sallanamayacağı ve aynı etkinin yaratılamayacağı açıktır.

Günümüzde medyada bu örneğin onlarcası yer almaktadır. Yerimiz sınırlı olduğundan en göze çarpan örneklere göz atalım: Örneğin cep telefonlarından mesaj gönderilmesini teşvik etmek amacıyla Turkcell`in duraklardaki ilan panolarında yer alan reklamlarından birinin sloganı şöyledir: “Yazın gitsin!”. Buradaki sözcük oyunu bu sloganın ikili anlamında gizlidir: l)mesajınızı yazın ve diler telefona gitsin, 2)Türk kültürüne ait olan bir deyiş: yapıver gitsin, mesaj çek gitsin; yani üzerinde fazla düşünmeye gerek olmadığını belirtmek için kullanılan bir klişe. Yine çok açıktır ki çevirisini yapmak ve iki ayrı anlamı da aynı şekilde yansıtmak olanaksızdır.

Yabancı basında yer alan Bayer firmasının kalp krizini teşhis ve tedavi edici yeni ve daha güvenli yöntemleri için verdikleri reklamda yaşlı bir çift birbirine sevgiyle bakmakta ve şöyle demektedir: “Matters of the heart are the best things in life and the most important” (Newsweek, Aralık 1995). Matters of the heart burada iki anlamda kullanılmıştır:

l) resimdeki birbirine sevgiyle bakan yaşlı çiftin duygularını yansıtan “gönül meseleleri,

2) bir organ olarak kalple ilgili sorunlar. Bu sloganı “gönül meseleleri hayatta en güzel ve önemli şeydir” diye çevirirsek sadece ilk anlamı yansıtmış, “kalple ilgili sorunlar hayatta en önemli şeydir” diye çevirirsek de sadece ikinci anlamı yansıtmış oluruz ki her iki şekilde de çeviri eksik kalacaktır.

Bir başka örnek, Saflıo`nun ürettiği “Fly” marka gözlüğün Türkçe bir dergide yayınlanan reklamıdır. Slogan şöyledir: “Onu hafife almayın, O bir Fly”. Resimde ise bulutların üzerinde uçmakta olan bir gözlük yer almaktadır. Fly sözcülünün İngilizce`de hem “uçmak” fiilini karşıladığını, hem de “sinek” anlamına geldiğini bilmeyen ve dolayısıyla reklamın “onu hafife almayın, yani uçtuğuna ve adına bakmayın, aslında oturaklı gözlüktür” düşüncesini uyandırmak için yapıldığını anlamayan bir Türk tüketicisi için bu reklamın bir cazibesi ve anlamı yoktur. Açıkçası sözcülü sözcülüne çevirisi yapılmış gibi görünen bu reklam kanımca başarıya ulaşmamaktadır.

O halde reklamları bir dilden dilerine sadece dilsel olarak aktararak bir ürün pazarlamasında başarılı olmak olası delildir, çünkü çeviri kendi başına soyut olarak algılana-bilecek bir olgu değildir. Yapıldığı kültürel ve zamansal boyutuyla birlikte ele alınmalıdır.

How to Advertise adlı kitabında Roman & Maas “tüketicinizi iyi tanıyın” demektedir (1992:8). Reklamcı hangi tüketiciye ulaşacağını iyi saptamak zorundadır, çünkü tüketicinin niteliği toplumdan topluma ve kültürden kültüre değişmektedir. O halde hedef kitleyi ve hedef kültürü iyi belirlemek önemlidir. İyi reklamcılığın niteliklerini belirlerken Roman & Maas tüketiciden bilgi üretilmesi gerektiğini belirtmektedir (1992:10). Örneğin şu anda ülkemizde de bolca tüketilmekte olan “Tang” adlı toz içeceğin önce ABD dışındaki ülkelerde kahvaltıda tüketilecek bir seçenek olarak, sunu1duğu, ancak birçok ülkede meyve suyu kahvaltıdaki seçeneklerden biri olmadığı için tutulmadığı ve daha sonra “astronotların içtiği bir uzay içeceği”olarak tekrar pazarlandığı belirtilmektedir (Roman & Maas 1992: 13). Bizim toplumumuzda ise Tang toz içeceğin televizyondaki reklamlarında anneanne-torun ve anne-baba-çocuk eşleştirmeleri kullanılmakta ve Türk toplumunun yapısına uygun bir aile içeceği olarak pazarlanmaktadır.

Reklamcılığın bir başka koşulu da reklamın yapılacağı dilin iyi bilinmesidir. Dilin uygun kullanılması, çeviri ve uyarlamalarda dikkatli olunması gerekmektedir. Chevrolet ürettiği “Nova” marka otomobili İspanya`da pazarlarken adını değiştirmiştir. Çünkü nova İspanyolca`da “no go” yani “gitmez” anlamına gelmektedir (aktaran Roman & Maas 1992:121).

Reklamcılıkta diğer bir koşul da kültürü iyi bilmektir .Farklı insanlar farklı şeyler yer, içer, farklı şeyler giyer, ilişkileri farklıdır. Örneğin Japonya`da Marlboro adlı sigaranın reklamındaki adam “bir centilmen olduğunu vurgulamak için hep beyaz ata binmektedir” (Roman & Maas1992:l2l). Ancak başka kültürlerde centilmen olmak için beyaz ata binmek gerekmemektedir.

Burada Susan Bassnett`in verdiği bir örneği hatırlamak yararlı olacaktır. Scotch viski ve Martini`nin İngiliz ve İtalyan gazetelerinde yer alan reklamları bir ürünün farklı kültürlerde farklı kimliklere bürünebileceğinin en iyi göstergesidir. İngiliz gazetesindeki reklamda viski daha yaşlı ve daha geleneksel tarzda giyinmiş bir kitleye hitap edecek biçimde pazarlanmakta, ürünü satın alanın ince zevkinden ve ürünün içene getireceği sosyal statüden bahsedilmektedir. Martini ise daha genç bir kitleye seslenecek şekilde pazarlanmakta, ürünün kalitesinden çok içene sağlayacağı “modaya uygun olma” duygusunu vurgulamaktadır (aktaran Bassnett 1980:28-29). Aynı iki ürünün İtalyan gazetelerinde yer alan reklamında ise durum tam tersinedir. İtalyan kültüründe Martini daha eski ve yerleşmiş, viski ise piyasada daha yeni bir içki olduğundan İngiliz kültüründe viski için sunulan nitelikler İtalyan kültüründe Martini için sunulmaktadır. Ürünler aynı olsa da farklı kültürlerde değerler farklıdır. Yukarıda saydığımız gruplar altında toplayabileceğimiz özellikler reklam.çevirisini zor, hatta olanaksız hale getirmektedir.Bir reklamın sloganı çok basit ve sözcüğü sözcüğüne çevrilebilir olsa bile, reklam çevrilmekten daha çok bir kültürden diğerine uyarlanmak zorundadır. Farklı kültürlerin zevkleri, yaşam tarzları, espri anlayışları, kısacası her şeyleri farklıdır. İşte bu farklılıklar nedeniyle bir ürünü bir kültürden diğerine taşırken “ortak bilgi” kavramı hayati önem taşımaktadır.

Kaynak: Doç. Dr. Ayfer Altay

 

REKLAMLAR (Ads)

Reklamlar inandırmak, ikna etmek için tasarlanmıştır. Çeşitli faktörler reklamın inandırıcı etkisini etkilemektedir ancak çoğu reklam bütünde inandırıcı bir dile dayanmaktadır. Reklam metin yazarı bazı kelimelerin anlatmak istediğinden çok daha fazlası anlamına geldiğini bilmektedir.

· Ticari reklamlardaki yaygın sloganları tanımlayın ve Türkçeye nasıl çevrildiğine dikkat edin.

· Reklamlardaki iddialardan gerçekleri nasıl ayrıt edebileceğimizi göz önüne alın.

· Bir reklamın cazibesini ve onu etkili kılan linguistik özelliklerini (kelimeler, gramer vb.) inceleyin.

· Kısa reklamları gözden geçirip, inceleyin ve daha ayrıntılı ve kapsamlı olanlardan nasıl farklılık gösterdiğini anlamaya çalışın.

 

Etiketler:
 

Atasözleri Çevirisi

Atasözleri Çevirisi

Bilindiği üzere her dilin ve her ülkenin geçmişten günümüze taşıdığı atasözleri vardır. Bunlar geçmişte yaşamış kişilerin deneyimleri sonucu oluşturdukları bize tavsiyeler veren veya ahlaki değerleri vurgulayan bilgece sözlerdir. Atasözleri bir kültürün yansımasıdır. Buna karşılık pek çok dilde farklı şekilde oluşturulsa da aynı anlama gelen atasözleriyle karşılaşmak mümkündür.

Türkiye’de atasözlerini sık kullanıyoruz. Bu yüzden Türkçe öğrenenlerin Türk kültürünü daha iyi anlamaları açısından en az birkaç atasözü öğrenmeleri yerinde bir tutum olmaktadır. Aynı şekilde İngilizce atasözlerinde de İngiliz ve diğer Anglosakson halklarının kültür, tavır ve alışkanlıkları daha yakından tanınabilmektedir. Bazı İngilizce atasözleri ile bunların Türkçedeki benzer karşılıklarına örnek verecek olursak:

*Actions speak louder than words.

Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz.

* As the twig is bent, so grows the tree.

Nasıl başlarsa, öyle gider.

* Every cloud has a silver lining.

Her işte bir hayır vardır.

* Havlayan köpek ısırmaz.

Barking dog never bites.

* An apple a day keeps the doctor away.

Günes girmeyen eve doktor girer.

* As you sow, so you shall reap.

Ne ekersen onu biçersin

* The rotten apple injures its neighbors.

Körle yatan şaşı kalkar.

* Once burnt twice shy.

Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

* Everything comes to him who waits.

Sabreden derviş muradına ermiş.

* Do as the Romans do when in Rome.

Ya bu deveyi güdersin, ya bu diyardan gidersin.

 

 

Çeviri Hafızası

Çeviri Hafızası

Pek çok belge ve web sitesinin içeriğinde aynı metinlerin tekrarlanıp durduğuna şahit oluruz birçok sefer.  Oysa ki bizim çeviri hafıza sistemimizde yer alan kayıtlar vasıtasıyla, gönderdiğiniz metnin (metinlerin) içindeki herhangi bir cümleciğin önceden çevirisi yapılmış başka bir metin ile aynı olması ya da benzerlik göstermesi halinde çevirisi otomatik olarak yapılmaktadır.

Erdem Dil Hizmetleri Çeviri Hafızası – Maliyetleri Kısar, Süreyi Azaltır

Firmamızda çeviri hafızasının kullanımına, siz müşterilerimizden gelen çeviri projelerinin fiyatlandırma aşamasında başlamaktayız. Sizler için daha önceden çevirisini yaptığımız sistem tarafından belirlenen herhangi bir metin, projenin fiyatlandırma işlemine dahil edilmemektedir. Yani bu durumda sadece bizim çevirisini yaptığımız alamların ücretini ödemiş oluyorsunuz ve dolayısıyla daha önceden çevrilmiş sözcük öbekleri için ek bir ücret ödemenize gerek kalmıyor.

Çeviri hafızası çevirmenlerimizin yapacağı metnin boyutunu azaltarak sizlerin zamandan tasarruf etmenizi de sağlıyor. Çeviri hafızası ile hali hazırda yapılmış çevirilerin düzeltmelerini yapmak, sıfırdan bir metin çevirmekten çok daha basit bir işlem türüdür. Çeviri hafızası ile belirttiğimiz gibi hem zaman, hem fiyat avantajı sağlarken terminoloji bütünlüğü de sağlanarak projelerinizin kalitesi en üst seviyede korunmuş olacaktır.

Çeviri Hafızası Nasıl Çalışır?

Erdem Dil Hizmetleri olarak devam eden tüm büyük projelerimizde Çeviri Hafızası kullanmaktayız. Sizler için çevirisini yaptığımız her bir cümle, ileride tekrar kullanım amacıyla veri tabanında saklanmakta ve şu faydaları sağlamaktadır:

Firmanızın daha önceden yapılmış çevirilerinde kullanılan terminoloji ve tanımların yeni metin içinde de değişikliğe uğramadan kullanılması,

Çevirmenlerin tekrarlanan cümle veya paragrafları yeniden çevirmelerine gerek kalmadığından ötürü teslim süresinde kısalma,

Tekrarlanan metin bölümleri için fiyat indirimleri.  Tabi bu durumda dahi çevirmenlerimiz tekrarlanan metinleri kontrolden geçireceklerdir.

Çevirisi yapılan metnin türü ne olursa olsun bu işlem büyük yararlar sağlayacak ve ne kadar çok kullanılırsa sağlanan fayda da her geçen sefer artacaktır. Çeviri hafızası kullanımı özellikle kullanım kılavuzları, el kitapçıkları, eğitim dökümanları ve diğer teknik belgelerde büyük kolaylıklar sağlayacak, bir önce yaptırdığınız çeviriye oranla her seferinde maliyetlerinizde ciddi düşüşler sağlanacaktır.

 

 

Bilindiği gibi internet üzerinde birçok ücretsiz çeviri aracı bulunmaktadır. Fakat bunlar sadece araçtır ve diyelim ki hukuk alanındaki özel bir terimin kullanımı bilinmiyorsa bunun karşılığını bulmak faydasız hatta özel durumlarda son derece tehlikeli olabilecektir. Dolayısıyla sadece bu araçların kullanımı bile var olmayan sorunların ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. İşte bu sebepten dolayı Türkçe İspanyolca çevirilerinizde profesyonel İspanyolca çeviri hizmetlerine güvenmelisiniz. İspanyolca konuşulan yeni bir pazara adım atarken başarılı olmak için bu yeni pazarın kültürü hakkında sağlam bilgiye ihtiyaç duyarsınız. Şu noktanın da altı çizilmelidir; İspanyolca konuşulan farklı ülkelerin kültürleri arasında aksan, ifade, deyimler ve anlam farklılıkları yönünden muazzam farklılıklar bulunmaktadır. Aynı ülkenin içinde dahi bölgeden bölgeye aksanlar ve jargonlar değişebilmektedir. İşte bu sebepten dolayı ilk yapmanız gereken hedef kitlenizi tanımlamak ve ilgili olduğunuz alana göre doğru tercüme firmanızı seçmektir.

Latin Amerika İspanyolcası veya Latin Amerikalılar için İspanyolca tanımlaması evrenseldir ve Latin Amerika’daki İspanyolca dilinin deyimsel ifadelerini ve spesifik kelimelerini tanımlamak için kullanılan aynı anlamlı iki farklı isimdir. Anadili İspanyolca olan 400 milyon insanın 300 milyonu Latin Amerika ülkelerinde bulunmaktadır. İspanyolca dili ve bölgesel farklılıkları birçok özellikleri ve deyimsel ifadeleri içinde barındırır. Kitlesel medya tarafından yanlış kullanımı, İngilizcenin etkisi ve teknik kelimelerdeki mevcut boşluklar İspanyolcayı etkileyen faktörlerden bazılarıdır.

Bununla birlikte Latin Amerika’da konuşulan İspanyolca ile İspanya’da konuşulan İspanyolca arasındaki en büyük farklılık teknik kelimelerde karşımıza çıkabilmektedir. Latin Amerika İspanyolcası genellikle direkt olarak İngilizceden kelimeleri kullanmakta, herhangi bir değişiklik çeviri veya geleneksel formlara göre değiştirmeden kelimeleri kabul etmektedir. En çok bilinen bir örneği e-posta kelimesinin çevirisi olan “correo electronico” yerine direkt İngilizce “e-mail” kelimesinin kullanılmasını gösterebiliriz. Bir başka örnek vermek gerekirse bilgisayar kelimesinin karşılığı olan ve Latin Amerikada kullanılan “la computadora” kelimesinin karşılığı olarak İspanya’da “el ordenador” kullanılmakta bu kelimelerin ilgili bölgelerde farklı kullanımı o bölgenin yerli insanlarını şaşırtmaktadır.

“İspanyolca” terimi dünyada en çok kullanılan kelime olmasına rağmen “Kastilya dili” en geleneksel ifadedir. Pratik açıdan farklı tercüme alanları ile farklı piyasalar arasında bir ayrım yapmak mümkündür. Evrensel İspanyolca, İber İspanyolcası, Avrupa İspanyolcası, İspanya İspanyolcası dediğimizde hedef piyasa İspanya olmaktadır. Latin Amerika İspanyolcası dediğimizde ise hedef piyasalar Latin Amerika ve Amerika Birleşik Devletleridir. Latin Amerika İspanyolcası ve ABD İspanyolcası bile birbirinden ayrılabilir. Çünkü Amerika’daki İspanyolca konuşan kişiler bulundukları yerden etkilenmiş olan İspanyolcanın bir versiyonunu konuşmaktadırlar. Dolayısıyla Kaliforniya’daki Meksika etkisindeki İspanyolca ile Florida’daki Karayip veya Küba etkisinde olan İspanyolca arasında ciddi bölgesel farklılık ve değişikliklerle karşılaşabilirsiniz. Dahası bu türden farklılıkların Latin Amerika İspanyolcasında çok daha fazla olmasıdır.

Konunuza ve hitap ettiğiniz hedef kitleye bağlı olarak tercümenizi hedeflenen bölgesel standartlara göre ayarlamanız gerekebilir. Ulaşmak istediğimiz piyasaya göre daha belirli bir İspanyolca örneğin Meksika İspanyolcası veya Arjantin İspanyolcası gerekli olabilir. İyi bir İspanyolca çeviri firması belirli yerlere göre hangisinin en iyi seçim olduğu yönünde sizi aydınlatacak ve yönlendirecektir. Bu seçimde şirketinizin amacı, bütçeniz, iletişim ihtiyaçlarınız ve hitap ettiğiniz kitle diğer önemli faktörlerdir.

 

 

 

 

Turizm Çeviri Hizmetleri

Ülkemizde ne zamanki havalar ısınmaya ve bahar her tarafa yayılmaya başlar işte o zaman çeviri büroları olarak biz turizm ve turizm ile ilgili belgelerin çevirisine yönelik gittikçe artan sayıda taleplerle karşılaşmaya başlarız. İster seyahat broşürlerini, yolculuk programını, dil el kitapçıklarını, otel incelemelerini tercüme ettirmek için bir çevirmen istiyor olun ister dünyanın farklı yerlerindeki potansiyel turistleri sizin destinasyonunuza çekmesine yardım edecek başka bir şey arayın paranızdan ve zamanınızdan tasarruf etmenizi sağlayacak bir çevirmen tutmadan önce sormanız gereken 4 önemli soru vardır.

İlk soru “çevirisi yapılacak olan belgenin hedeflenen kitlesi kimlerden oluşmaktadır?” sorusudur. Çeviriniz yerel turistleri mi yoksa yabancı turistleri mi hedeflemektedir? Çeviriyi turistler için mi, tatil beldesi çalışanları için mi yoksa seyahat acentesindeki görevliler için mi yaptırıyorsunuz? Hedef kitleniz kimlerdir ve neye benziyorlar?

Hedef kitlenizi bilmek ve en önemlisi onların çevirisi yapılacak bilginin nesine ihtiyaç duyduklarını anlamak bu diller arası uğraşınızın başarıya ulaşmasında kilit roldedir.  Bunu çeviri firmanıza anlatmak ta önemlidir. Böylece çeviri firması hedef kitlenize hitap eden iyi yazılmış, doğru ifade tarzını içinde barındıran bir çeviriye uyan kelime haznesini, dil seviyesini ve yazım tarzını çeviri sürecinde kullanması için çevirmene yardım edecektir. Yerel veya ulusal bir yayım organında çıkacak olan bir reklamı çevirmek seyahat edenler için güvenlik bilgi ve tavsiyeleri veren bir broşüre göre daha farklı bir ton ve yazım tarzı gerektirecektir.

İkincisi “elinizdeki hangi türden bir çeviri materyalidir?” sorusudur. Çevirisini yaptırmak istediğiniz materyal bir broşür müdür, web sitesi midir yoksa bilgi sunan bir paket midir? Söz konusu materyal müşterilerinize satın almadan önce veya satın alma esnasında veya tatil bölgesine ulaştıktan sonra mı bilgi vermeyi amaçlıyor? Bu soruların cevaplarını bilmek müşterinizin dilindeki tamamlayıcı işitsel veya görsel ürünler gibi daha önce düşünmemiş olabileceğiniz diğer pazarlama fırsatlarından çevirmenin sizi haberdar etmesinde yardımcı olabilir.

Üçüncü olarak “hangi türden grafik içeriklerini turistlere sunuyorsunuz?” sorusu önemlidir. Turistler için yapılacak çeviri yazı, grafik, video veya işitsel unsurlar kültürel anlamda mutlaka uygun olmalıdır. Eğer uygun değillerse ziyaretçilerinizi yabancılaştırma ve soğutma riskiyle karşı karşıya kalırsınız. Bu aşamada eğer uygunluk yönünden şüpheleriniz varsa, çeviri şirketinizin grafiklerinizi yerelleştirme hizmetini sağlayıp sağlamadığı konusunda kendileriyle görüşünüz.

Dördüncüsü “çevirmene bu projede yardımcı olabilecek daha önceden elinizde olan yaptırdığınız çeviriler, terminoloji kitapçıkları veya referanslar var mıdır? sorusudur. Önceki çeviriler veya terim veri tabanları projeye yeni olan çevirmenlerin orijinal imajınızı, duruşunuzu ve markanızı tutarlı bir şekilde yeni projeye taşımalarında yardımcı olacaktır.

İşte turizm dokümanınızı tercüme ettirmeden önce sormanız gereken dört kolay ama önemli soru…Elbette bu açık uçlu soruların güzelliği hepsinin doküman çeşitlerine bakmaksızın diğer bütün sektörlere uygulanabilmesidir. O halde ne bekliyorsunuz? Sormaya başlama zamanı!

 

 

Çevremizde gördüğümüz her şeyin hızla değiştiği ve büyüdüğü dünyamızda hem nüfusun hem de sinema sayısının çok daha hızlı bir oranda büyüdüğüne şahit olmaktayız. Gösterime giren ve girmeyi bekleyen dünyada binlerce film hem eğlence hem de iş amaçlı üretilmektedir. Erken zaman filmleri sadece üretildiği bölgenin diline göre çekilir ve gösterime girerdi. Fakat daha iyi iş yapabilmesi için filmlerin bütün dünyada gösterime girmesi gerektiği fark edilmiştir. Bunun da ancak filme gidenlerin, diğer ülkelerde üretilip kendi ülkelerinde vizyona giren filmlerin dilini anlamaları ile mümkün olabileceği açıktır. Bu amaçla film üreten firmaların anadilde altyazı üretmeleri gerekir. Bu altyazı bir kere üretildikten sonra herhangi bir altyazı çeviri aracı altyazıyı istenen tüm dillere çevirebilir. Altyazıyı diğer dillere çevirmek için bir çok araç bulunmaktadır. Altyazı çeviri yazılımları bu amaçla üretilmiştir. Altyazı çeviri işini gerçekleştirmek için bir çok farklı yazılım bulunmaktadır. Çeşitli araçlar altyazılar üzerinde farklı türdeki bir çok işlemi gerçekleştirebilirler. Bu işlemleri aşağıda sıralayabiliriz:

– Altyazı çeviri aracı filmler için orijinal dilde altyazı oluşturur.

– Altyazı çeviri aracı srt çevirisi, microDVD çevirisi gibi bir çok türdeki çeviriyi gerçekleştirebilir.

– Altyazı çeviri aracı kullanarak bir kişi film altyazısının yardımıyla diğer dilleri öğrenebilir

– Bu aracın yardımıyla altyazıda ortaya çıkabilecek zaman çizelgesi problemleri çözülebilir.

Piyasada farklı türlerde araçlar bulunmaktadır. Bu araçların kullanımı sihirbaz yöneticileri ile yapılmaktadır. Sihirbaz yöneticisi istenen operasyonun nasıl yapılacağına dair opsiyonlar sunan bir yol gösterme aracıdır. Kullanıcıdan istenen sadece yapmak istediklerini sihirbaz yöneticisine girmesidir. Geri kalan bütün işlemler sihirbaz yöneticisi tarafından gösterilecektir. Bu araçlar vasıtasıyla çeşitli amaçlar gerçekleştirilebilir. Bu sebepten dolayı bu tür yazılımlar günümüzde sıklıkla kullanılmaktadır.

 

Çeviri yüksek standartlardaki doğruluğu gerektiren çok kompleks bir disiplin alanıdır. Bütün iş dallarında bulunan organizasyonlar kendi anadillerinden başka dillerde başarılı olarak fonksiyonlarını gerçekleştirebilmek için hatasız çeviri hizmetlerine ihtiyaç duyarlar. Yüksek kaliteli tercümenin önemini gösterebilmek için hatalı çevirilerin potansiyel olarak ciddi negatif sonuçlara götürdüğü sektörlerden bazılarına bakmak bir fikir verebilir.

Medikal Çeviri

Tıbbi jargonu ve terminolojiyi tercüme etmek mükemmel bir yeteneği gerektirir. Bu aynı zamanda makine çevirmenleri gibi çeviri araçlarının tıbbi çeviride yetersiz kalmasının sebebidir. Düşük kaliteli tıbbi çeviri hatanın kabul edilemediği bu sektörde ekipmanların ve ilaçların yanlış kullanımlarına yol açabilmektedir.

Hukuk çevirileri

Açıklık hukuki çevirilerde temel unsurdur. Yasal dokümantasyonun düşük kaliteli olması meselelerin karışıklığından kaynaklanan para ve zaman kayıplarından belgelerin gerçek hukuki anlamlarını etkileyen hatalara kadar olumsuz bir çok sonucun ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir. Hukuki çevirileri yapan uzman çevirmenlerden hem çevirilerin kullanılacağı ülkelerdeki yasal sistemlerin nüanslarını hem de belgenin orijinal olarak yazıldığı yasal sistemin unsurlarını dikkate alması beklenir.

 

Profesyonel çeviri hizmetlerine olan talep son yıllarda hem işletmeler için hem de bireyler için hızla artmaktadır. Bu artışın sebebi olan küreselleşme hem büyük hem de küçük şirketler için sınırlarının ötesine geçme isteklerinin hem sebebi hem de sonucudur. Bu firmalar web sitelerini ve hukuki belgelerini diğer ülkelere uyacak şekilde değiştirmek durumundadırlar. Zira söz konusu firmaların web siteleri ve hukuki belgeleri gerçekte ulusal dille ve o dilin bağlamı içinde yazılmıştır. Sonuç olarak diğer ülkelerdeki profesyoneller bu dokümanları ve yazılı kaynakları ya anlayamamakta ya da anlamakta zorluk yaşamaktadırlar. Yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı ortaya çıkan çeviri ihtiyacı sektörü olabildiğince büyütmüştür.

Bir belgenin bir başka yabancı dile tercüme edilmesi o dili kullanmayan veya profesyonel eğitimi olmayan biri için altından kalkılamayacak bir iştir. Ayrıca çeviren kişi doğru araçları kullanmıyorsa veya gerekli terminoloji veritabanlarına ve sözlüklerine sahip değilse boşa zaman kaybıdır. Bu yüzden çeviri için sadece profesyonel çevirmenlere güvenilmesi gerekmektedir. Profesyonel çevirmenler belgelerinizi hedef dile çevirirken hem bilgileri hem de sahip oldukları terminoloji veritabanları ve sözlükleri ile kaliteli çeviriyi size garanti edeceklerdir.

Firmalar uluslararası piyasalar kanalıyla daha önceden öngöremeyecekleri büyüme ve kârlılık oranlarına ulaşabilirler. Bu çerçevede web sitelerini sadece kendi dillerinde değil başka dillerde de kullanılır hale getirmek isteyen şirketler için çeviri hizmetleri firmaları önemli bir yardımcı konumundadır. Bütçeleri düşük olan firmalar ise online çeviri araçlarını kullanarak geçici bazda çözüm yaratabilmektedirler.

Çeviri Süreci

Şirketlerin ve çevirmenin nasıl çalıştığını anlamak gerçekten önemlidir. Çeviri firmaları belgeleri bir dilden diğer bir dile çevirmesi için lisanslı çevirmenleri istihdam ederler. Bir şirketin örneğin sadece Almanca piyasasına odaklanması durumunda bu şirket ilgili yerel dili Almancaya ve Almancayı ilgili yerel dile çevirebilecek profesyonelleri tutacaktır. Yazılı metnin (bazen video/ses dosyaları) çevirisinin yapılmasının akabinde masaüstü yayımlanması konusunda uzman profesyoneller, orijinal formata göre nihai ürünün ortaya çıkıp çıkmadığını denetlerler ve gerekiyorsa ilgili düzenlemeleri yaparlar. Bu yolla web siteleri tercüme edilir ve orijinal formatları korunur.

Diller günümüz dünyasında çok büyük öneme sahiptir. Bilginin bir yerden diğer bir yere gitmesinde aracı rolündedirler. Bazı şirketler web sitelerini oluşturduktan sonra tercüme ettirerek bilgilerini dünyanın her yerinde ulaşılabilir hale getirirler. Bu sebepten dolayı şirketler dil uzmanlarını resmi belgelerinin tercümesini yaptırmak için tutarlar. Bunu daha iyi ve profesyonel sonuçlar elde etmek içinde yaptırırlar. Zira ortaya çıkan ürün aynı zamanda itibarlarının bir göstergesi olacaktır.

 

Firmanız dış pazarlarda giderek büyüyor ve siz şirketinizin web sayfasının yerelleştirilmesi işlemini takip etmek için görevlendirildiniz. Bir web sayfası tasarladınız ve hakkındaki her şeyi – her bir sayfayı, her butonu, kodları, eklentileri vs.- biliyorsunuz. Fakat site çevirisi hakkında en ufak bir fikriniz yok. Bu noktada bazı ufak yardımlar alarak çeviri ve yerelleştirme hakkında birtakım kontroller yapabilirsiniz.

İşte size yardımcı olabilecek bazı ipuçları:

1. Web sayfanızı sadece tercüme ettirmeyin çünkü herkesin yaptığı tam olarak bu. İş gereksinimlerinizi dikkatlice belirleyin ve performans ölçeklerinizi tanımlayın. Son zamanlarda birçok yönetici pazarlama aktivitelerinin ardından dönüşüm beklemektedir. Gelişmeleri gösterebilmek sizin avantajınıza olacaktır. (Örneğin: Almanya’daki online satışlar %20 artış gösterdi veya biz Almanca siteyi aktif edeli yardım çağrılarında %10 azalma gözlendi gibi.)

2. Web sayfasının hangi kısmının çevrilmesi gerektiğini belirleyin ve çeviriyi yapacak tedarikçinin yapacağı işi tanımlayın. Bazı web sayfaları kolayca müdahale edilebilen ve çevrilebilen HTML sayfalarıdır. Fakat HTML olmayan dosyalar genellikle dönüştürülmek zorundadır. Flash ve PDF dosyaları gibi grafik dosyaları bu kategori kapsamındadır.

3. Çevirmeni bilgi bakımından mümkün olduğu kadar eskiye giderek şirket hakkındaki mevcut bütün dosyalarla desteklemeye çalışın. Web sayfanızı Word dosyasına olduğu gibi kopyala yapıştır yapmayın. Bu oldukça gereksiz ve zaman kaybıdır. Çevirmenin bütün verileri siteden indirmesi gerekse bile ki bu ilgili siteyle hâkim olması için hala en iyi yoldur.

Eğer çevirmen çalışacağı bütün dosyalara sahip değilse kelime sayısı ve tahmini maliyetler oldukça yanıltıcı olacaktır. Aslında eğer dinamik bir web sayfanız varsa gereksiz tekrarlardan dolayı kelime sayısı da artacaktır.

4. Çevirmeninizin herhangi bir çeviri hafıza aracı (CAT) kullandığından emin olun. Bir CAT aracı bütün çeviri materyallerinin bir veri tabanında tutulmasını ve geleceğe yönelik güncelleme kolaylığı sağlar. Bir CAT kullanmak size tasarruf, tutarlılık ve hızlı geri dönüş sağlar. Ek olarak CAT kullanımı içerik çevirisi süresince etiketlerin ve kodların karıştırılmamasını ve korunmasını sağlayacaktır.

Çevirmeninize kılavuz, önceki çeviriler ya da sözlük gibi referans alabileceği materyallerle katkıda bulunun. Kılavuzlar, hangi kısımların çevrilmesine gerek olmadığı, noktalama işaretleri, tarih/saat dönüşümü, ölçü birimleri, adresler ya da semboller gibi konularda faydalı olacaktır. Terimler sözlüğü, kısaltmaları, ürün isimlerini veya özel terimleri tanımlayan diller arası bir terminoloji listesidir. Çevirmenin bir çeviri hafıza aracı kullanması da tutarlılığı sağlamak açısından önemlidir.

5. Çeviri büronuza grafik, Flash ve PDF dosyalarının asılları ile takviye yapın. Çünkü bunların da yerelleştirilmesi gerekir. Sayfanızda kullandığınız GIF ve JPEG dosyalarının hazırlandığı PhotShop ve Illustrator çalışmalarının teslimi de sizin önceliklerinizden biridir. Ayrıca Fransızca ya da İspanyolca gibi bazı dillerin çevirileri daha uzun olabilir. Bu yüzden grafik dosyalarını hazırlarken genişleyen metinlerin olabileceğini de unutmamanız gerekir. Sitenizi yayına hazırlayan kişi mevcut arka planı koruyacak ve yazıların olduğu katmanları düzenleyip sitenizdeki resimlerin hedef dillerle birlikte görünmesini sağlayacaktır.

6. Yerelleştirme işlemi tamamlandığında sitenin iyi göründüğünden ve doğru çalıştığından emin olmak için bazı testler yapın. Öncelikle görsel kontrol. Sonrada çeviri sırasında herhangi bir fonksiyon kaybı olup olmadığını anlamak için işlevsellik testleri (yeni bir form oluşturma ve doldurma gibi) yapmayı ihmal etmeyin. Gerekli bütün sayfaların yüklendiğini, linklerin çalıştığını, bütün çevirilerin düzgün göründüğünü test ederek emin olun.

Ek olarak sitenizin farklı işletim sistemleri ve platformlarda çalışmasını test etmeniz gerekmektedir.

Çevirmen yada çeviri bürosunun, tarayıcıların özel karakterle nasıl çalıştığını bildiğinden emin olun. Eğer çevirmen çevrilmiş metini HTML kodun için gömmeye çalışıyorsa özel karakterleri kodun içine doğrudan koymamalıdır. Bu sayfanızın tarayıcılarda hatalı görünmesine neden olacaktır.

7. Bazı çevirmenler yeni dosyaların ayrımını yapabilmek asıllarından farklılaştırmaya çalışacaklardır (örneğin ana sayfa ismini home.html yerine home_ing.html olarak değiştirmek gibi). Böyle durumlarda bütün sayfalardaki bütün linkler elden geçirilerek doğru bağlantılarına yönlendirilmelidirler. Bu zaman kaybına ve tasarımda hatalara yol açabilir. Bunu yapmak yerine bütün versiyonları kendi klasörlerinde saklamak daha doğru olacaktır.

8. Hemen hemen bütün hedef dillerde tarih formatı, ölçü birimleri, noktalama ve renklendirme gibi dönüşümlerin yapılması gereklidir. Ayrıca yerelleştirme işi yapanların kültürel duyarlılıklara ve kötü içeriklerden kaçınmaya dikkat etmesi gerekmektedir.

9. İbranice veya Arapça gibi dillere yerelleştirme yaparken sayfa düzenine mutlaka dikkat edin. Çünkü bu gibi diller sağdan sola doğrudur ve çoğunlukla yeni sayfa düzenine ihtiyaç duyarlar.

10. Eğer sitenizi daha etkin kullanmak istiyorsanız büyük arama motorlarının hepsinin yabancı dillerde çalışmadığının ve sayfanızın birçok arama motorunda listelenemeyebileceğinin farkında olmalısınız. Ayrıca çevirmenin kullandığı terimler hedef kitlenizin sizi bulmak için kullanacaklarından çok farklı olabilir. Sıralamalarda yükselebilmek için müşterilerinizin online aramayı nasıl yaptığını iyice anlamalısınız. Yerel arama motorlarının ve rakiplerinizin de nasıl çalıştığını araştırmanız da size fayda sağlayacaktır.

 
Toplam 5 sayfa, 3. sayfa gösteriliyor.12345

İletişim Bilgilerimiz

Telefon: +90 (212) 258 50 51

E-Mail: info@erdemdilhizmetleri.com

Gsm: +90 (543) 819 71 79

Adres: Türkali Mah. Mısırlıbahçe Sok. No:92 D:3 Beşiktaş/İSTANBUL

Önerdiğimiz siteler

Bir kaç tane ilginizi çekebilecek site...

Arşiv

Tüm makaleler tarih sırasına göre yer almıştır